Bir uzman görüşü almak ya da aklınızı meşgul eden sorulara cevap bulmak için ilk başvurduğunuz yer neresi? Muhtemelen Google (ya da sizin tercih ettiğiniz bir başka arama motoru). Yalnız değilsiniz. Tek başına Google bile her gün dört milyardan fazla sorguya yanıt veriyor.
Arama çubuğuna sorunuzu yazdığınızda arama sonucu olarak beliren bağlantılara içerik deniyor. Dolayısıyla farkında olsanız da olmasanız da her gün içerik tüketiyorsunuz.
O pazarlama stratejisi rehberi var ya... işte o bir içerik.
Yaşadığınız sağlık sorunlarına teşhis koyan makaleler... içerik.
Victoria’s Secret tarzı kabarık saç modelleri yapma videoları ... içerik.
Haberler, Instagram akışları, blog yazıları, kedi videoları, GIF’ler, resim üzeri komik yazılar... hepsi içerik.
İçerikler, gündelik hayatınızın önemli bir kısmını kapsıyor. Onlardan kaçmak pek kolay değil. Zaten neden kaçasınız ki? İçerikler, bizi bilgilendiriyor, sorularımızı yanıtlıyor, eğlendiriyor, gülümsetiyor, kararlarımıza yön veriyor vs.
İçerikler, müşterilerinizi ve müşteri adaylarınızı cezbetmenize, onlarla bağ kurmanıza ve onları mutlu etmenize yardımcı oluyor, sitenize yeni ziyaretçiler getiriyor ve en nihayetinde şirketinize gelir kazandırıyor.
Bir başka ifadeyle, eğer içerik üretmiyorsanız çağın gerisinde kaldınız demek oluyor.
İçerik üretimi, alıcı profilinize (personalarınıza) cazip gelecek konularda fikirler üretme, bu fikirlerle ilgili yazılı ve görsel içerik oluşturma ve bu bilgileri blog, video, Webinar, infografik vb. gibi yollarla hedef kitlenizle buluşturma sürecine denir.
İçerik üretimi, İnbound pazarlama uygulamalarının en üst mertebesidir. İçerik üreterek, kitlenize ücretsiz ve yararlı bilgiler sunar, potansiyel müşterileri internet sitenize çeker, mevcut müşterinizle de kaliteli bir biçimde bağ kurmuş olursunuz.
Ayrıca şirketiniz için önemli bir yatırım getirisi de yaratmış olursunuz. Aşağıdaki içerik pazarlama istatistikleri gösteriyor ki:
İçerik demek, işinizin büyümesi demektir. O halde içerik stratejinizle işe başlayalım.
İçerik Planlaması ve Stratejisi:
Nasıl ki planı olmayan bir ev inşa edilmez, eskizi yapılmamış bir heykel yapılmaz, misyonu olmayan bir şirket kurulmazsa, plansız olarak içerik üretimi de yapılmamalıdır. Aksi halde hedeflerinizden sapma tehlikesiyle karşı karşıya kalırsınız.
İçerik stratejisi, marka hikayeniz ve iletişim dilinizden, içeriğinizi nasıl tanıtacağınıza ve zamanla amaca uygun olarak nasıl dönüştüreceğinize kadar her şeyi içerir. Gelin, adım adım içerik planınızı nasıl oluşturacağınıza bakalım.
Önerilen Kaynak:
İçerik Hedeflerinizi Belirleyin:
Geleneksel pazarlama kampanyaları gibi, içerik stratejiniz de pazarlama hedeflerinizi (Bunlar da şirketinizin hedeflerinden oluşturulmalıdır.) merkeze almalıdır.
SMART hedefleriniz sitenize daha fazla ziyaretçi çekmekten, daha fazla satış fırsatı yaratmaya kadar her şey olabilir. Bu hedeflere örnek olarak; bloğunuza gelen organik trafiği önünüzdeki çeyrek boyunca %25 artırmak verilebilir.
Bu hedefi belirledikten sonra, ürettiğiniz her tür içerik, hedefinizle aynı çizgide olmalı ve arzu ettiğiniz sonuca katkıda bulunmalıdır.
Kısacası, önce hedeflerinizi belirleyin, sonra içerik üretin.
Bir Alıcı Profili Oluşturun:
İçerik stratejisi belirlemek üretmek istediğiniz içerik türünü belirlemekten daha fazlasını içerir. Önce kime hitap edeceğinizi, nasıl hitap edeceğinizi ve kitlenizi nerede bulacağınızı keşfetmeniz gerekir.
Başarılı İnbound içeriği üretmenin püf noktası, her bir okuyucuya kendisini doğrudan ona sesleniyormuşsunuz gibi hissettirmektir.
Bunu becerebilmenin tek yolu da ziyaretçilerinize ve müşterilerinize karşı samimi olmaktır. Eski bir arkadaşınızı ne kadar iyi tanıyorsanız onları da o kadar iyi tanımanız gerekir. Önlerindeki engellerin, yaşadıkları sorunların, zorlukların ve taşıdıkları korkuların farkında olmanız elzemdir. Aynı şekilde, elde edebilecekleri en iyi sonucu, hayallerindeki çözümü ve en uçuk düşüncelerini de anlamanız gerekir.
Sizinle bağlantıda olmak isteyen insanlara pazarlama yaptığınızı aklınızdan bir an olsun çıkarmayın.
İdeal koşullarda, sitenizi ziyaret eden herkesi tek tek tanımanız ve onlarla doğrudan konuşmanız gerekir, fakat bu pratik olarak mümkün değildir. Peki çözüm nedir? Elbette alıcı profili (persona) oluşturmaktır.
Alıcı profili (persona), içerikleriniz aracılığıyla ulaşmak istediğiniz ideal kişidir. Bu yarı kurgusal karakter, hedef kitlenize sunduğunuz mesajlardan fayda görüp, müşteriye dönüşmesi en olası kişilerin ideal bir temsilidir.
Bir alıcı profili oluşturmak için biraz araştırma, biraz tahmin, biraz da düzeltme yapmak gerekir. Nihayetinde elinize geçecek olan şey, pazarlama yapmak istediğiniz ve içeriğinizi memnuniyetle tüketecek kişiye dair net bir resme sahip olmaktır.
İşe nereden başlayacağınızdan emin değil misiniz? Alıcı profilinizi oluşturmak için MakeMyPersona’yı kullanın.
Satın Alma Yolculuğu’ndan Destek Alın:
Başınız ağrırsa ilk yapacağınız şey, neden ağrıdığını anlamaya çalışmak olur. Belki susuz kalmışsınızdır, kafeine ihtiyacınız vardır ya da hastasınızdır. Sorunu teşhis ettikten sonra çözümlere geçersiniz. Biraz su içer, belki bir kahve yapar ya da ilaç alırsınız. Son olarak da çözümler arasında bir seçim yaparsınız: Soğuk su mu, oda sıcaklığında su mu? Starbucks mı, Türk kahvesi mi? Aspirin mi ağrı kesici mi? Şanslıysanız baş ağrınız böylece hafifler ve gününüzün geri kalanına sorunsuz devam edersiniz.
Aşağıdaki örnek müşterileri adaylarınızın satın alma yolculuğunu temsil ediyor. Müşteri adaylarınızın her biri bir çözüme doğru yol alırken bu yolu izliyor. Bu yol; farkındalık, değerlendirme ve karar aşamalarını içeriyor. Fakat müşteri adaylarınızın her biri bu yolculuğun farklı bir aşamasında bulunabiliyor; dolayısıyla da içeriğinizi her aşamaya hitap edecek şekilde kullanmak çok önemli.
Kaynak: HubSpot
Farkındalık Aşaması:
Müşteri adayı bir sorunla veya fırsatla ilgili belirtiler gösteriyor ve bunları ifade ediyor. Sorununu daha iyi anlamak, tanımlamak ve adlandırmak için araştırma yapıyor.
Değerlendirme Aşaması:
Müşteri adayı sorununu ya da fırsatı tanımlamış ve onu adlandırmış durumda. Tanımlanan sorunu çözmek veya fırsattan yararlanmak için tüm yaklaşımları veya yöntemleri araştırmaya ve anlamaya kararlı.
Karar Aşaması:
Müşteri adayı çözüm stratejisine, yöntemine ve yaklaşımına karar vermiş durumda. Çözüm stratejisine uygun hali hazırdaki satıcıların ve ürünlerin listesini yapıyor. Elindeki uzun listeyi daraltmak ve nihai kararını vermek için araştırma yapıyor.
Satın alma yolculuğunun her aşaması için içerik üreterek, ziyaretçilerinizden fire vermemeyi ve sitenize gelen herkesin oradan anlamlı, faydalı bilgiler edindiğini düşünerek ayrılmasını garanti etmiş oluyorsunuz.
Ayrıca, satın alma yolculuğunun her aşamasına uygun bir içerik formatı seçmeye de dikkat etmeniz gerekiyor. Farkındalık aşamasındaki yeni bir ziyaretçi, ürününüzün canlı demosunu görmek istemez, ancak sorununu daha iyi anlamasına yardımcı olacak kısa bir kontrol listesi ya da blog yazısını okuyabilir. Karar aşamasındaki bir müşteri adayının olası tüm seçeneklerden haberdar edilmesine gerek yoktur, ancak ürününüzün doğru çözüm olduğunu gösteren bir keşif randevusu veya demo işine yarayabilir. Özetle içeriğinizi daima hedef kitlenizin alım yolculuğunda bulunduğu aşamayla eşleştirin.
İşte satın alma yolculuğunun her aşaması için en uygun içerik formatlarına dair bir rehber:
Farkındalık: Tanıtım Belgesi, Blog Yazısı, Kontrol Listesi, İpuçları, İnfografik, E-kitap, Oyun, Test.
Değerlendirme: Podcast, Webinar, Çalışma Sayfası, Karşılaştırma Matrisi, Şablon.
Karar: Demo, Ücretsiz Deneme, Ürün Rehberi, Keşif, Kupon.
İçerik Denetimi Yapın:
İster herhangi bir hedefiniz olmaksızın bir süredir içerik üretiyor olun, ister baştan beri bir strateji izliyor olun, tüm pazarlama bölümleri içerik denetiminden fayda görebilir. Net bir biçimde tanımlanmış bir stratejiyle yola çıkmamış olmanız, mevcut içeriğinizin böyle bir stratejiyle uyumlu olmadığı anlamına gelmez.
İçerik denetimi; daha önce yapmış olduğunuz çalışmaların gözden geçirilip, yeni içerik planınıza uygun şekilde düzenlenmesidir.
Bu süreç, bazı yazıların yeniden yazılmasını veya ortaya çıkan bazı eksikliklerin alıcı profilinize ve onun satın alma yolculuğu aşamasına uygun içeriklerle doldurulmasını gerektirebilir.
İçerik denetimi zahmetli bir iş gibi görünse de emeğinizin karşılığını Web trafiği ve satış fırsatı artışı olarak alacaksınız. Ayrıca, bundan sonrası için de etkisi doğrulanmış bir plana sahip olacaksınız.
Bu süreç biraz gözünüzü korkuttuysa biraz daha yol göstermesi açısından aşağıdaki yazımıza bir göz atabilirsiniz.
Doğru Formatı Seçin:
Yarattığınız alıcı profilini hatırlıyor musunuz? Onun için içerik üretiyorsunuz. Bu da içeriğinizi müşteri adaylarınız açısından en kolay ve en keyifli biçimde tüketilebilir şekilde düzenlemeniz gerektiği anlamına geliyor.
Seçtiğiniz format; bir blog yazısı, video, slayt paylaşımı, grafik, e-kitap tanıtım belgesi, podcast veya yaratıcı zihninizin ürettiği herhangi bir şey olabilir. Formatınız alıcı profilinize hizmet ettiği sürece içiniz rahat olsun.
Ayrıca, ürettiğiniz her içeriğin aynı formatta olması gerekmiyor. Ancak hangi formatta içerik üretirseniz üretin, bunun belli bir ritminin olması gerekiyor. Demek istediğim, bir podcast dizisi harika bir pazarlama taktiği olabilir; ancak bunu sürdürecek kaynaklara ve sabra sahip değilseniz, mesela blog yazısı yazmak sizin için daha iyi bir yoldur.
Bu güzel içeriği kimse görmeyecekse üretmenin anlamı ne? Kusursuz bir dünyada, yeni bir yazı paylaştığınız an yüz binlerce insanın sitenize akın etmesi gerekirdi. Gerçekte, özellikle de işin başındaysanız, insanları içeriğinizi tüketmeye ikna etmeniz, hatta onları çevrimiçi alanınıza doğru gütmeniz gerekir.
İçerik tanıtımı işte bu nedenle stratejik olarak ürettiğiniz içerik kadar önemlidir1.
İçerik dağıtım planınıza alıcı profiliniz yön vermelidir. Alıcı profiliniz çevrimiçi zamanını nerede geçiriyor? Belli bir platformu günün hangi kısmında kullanıyor? Sizin içeriğinizi ne sıklıkla görmek istiyor? İçeriği nasıl tüketmekten hoşlanıyor? Hangi eposta konularını tıklıyor?
İçerik tanıtımı mecraya göre değişir ve her bir mecranın kendine has kuralları vardır.
Hedefleyeceğiniz anahtar sözcükleri belirledikten sonra sıra içerik fikirleriyle ilgili beyin fırtınası yapmaya geliyor. HubSpot araştırmalarına göre, içeriği düzenlemenin en iyi yolu konu kümeleri yani, bir anahtar sözcüğü temel alarak ayrıntılı ve kapsayıcı bir temel sayfa hazırlamak ve oradan ilgili alt konularla ilgili içerik sayfalarına (mesela blog yazılarına) bağlantı vermektir.
Bir örnek vermek gerekirse; buraya bakabilirsiniz.
Konu kümesi modeli, beyin fırtınası yapmayı son derece kolaylaştırır çünkü artık izleyecek bir yapı vardır. (Size süreçlerden hoşlandığımızı söylemiştik). Esas anahtar sözcüğünüzü kullanarak bu konuyu derinlemesine kapsayan bir temel sayfa hazırlayabilirsiniz. (Örneğin; bir içerik üretme rehberi.) Sonra hedef kitlenizin konuya daha derinlemesine girmesine yardımcı olan ve uzun anahtar sözcükleri hedefleyen daha kısa içerikler,infografikler, blog yazıları, şablonlar hazırlayabilirsiniz.
Aklınıza hiçbir fikir gelmiyorsa okuduğunuz kitaplardan, sektör araştırmalarından, rakiplerinizin sitelerinden ya da arama motoru sonuç sayfalarından ilham alabilirsiniz.
Bütün fikirlerinizi not ettikten sonra editoryel takviminizi oluşturabilir ve içerik üretmeye başlayabilirsiniz.
Şimdi biraz da yazma sürecinden söz edeceğim çünkü… İşim bu. Sizin en güçlü içerik üretme alanınız video, grafik ya da podcast olabilir. Bunlardan hangisini seçerseniz seçin, içerik üretme sürecinde benzer bazı noktalara dikkat etmek gerekir:
Gerek kendi metinlerinizi, gerek başkalarının metinlerini düzenlemek öznel bir süreçtir. Bu düzenlemeyi çalıştığınız metin henüz tazeyken yapabileceğiniz gibi, aradan birkaç gün geçmesini bekleyip metni yeni bir bakış açısıyla yeniden ele de alabilirsiniz. Dil bilgisine çok dikkat edebilir ya da daha günlük bir dil kullanmayı seçebilirsiniz.
Hangisini seçerseniz seçin, içeriğinizi düzenlerken dikkat etmeniz gereken birkaç şey vardır: Edilgen olmayan, açık bir dil, kısa cümleler ve bol bol beyaz alan gibi... Bir meslektaşınızdan veya üstünüzden çalışmanızı gözden geçirmesini de rica edebilirsiniz.
Metin düzenleme sürenizi kısaltacak araçlardan bazıları: Grammarly ve Hemingway Editor.
İçeriğiniz hazır olunca, onu insanların erişebileceği bir yere koymanız gerekir. Bir içerik yönetim sistemi, (CMS) dijital içeriği barındıran ve onu sitenizde veya internette herhangi bir yerde göstermenizi sağlayan bir yazılımdır.
İçerik yönetim sistemlerinin faydası, tüm içeriğinizi birbirine bağlaması ve hepsini tek bir yerde saklamasıdır. Böylece kolaylıkla blog yazınızdan ana sayfanıza bağlantı verebilir veya bir epostanın içinde bir içerik teklifi sunabilirsiniz. Bununla da kalmaz tek bir kampanya için ürettiğiniz tüm içeriğin sonuçlarını analiz edebilirsiniz. (Bu da içerik denetimi bakımından size faydalı olabilir.) Bir içerik yönetim yazılımı kullanmak, sizi ayrı bir içerik pazarlama sistemi kurmaktan kurtarır.
Örneğin, Hubspot CMS Hub, bütün güzel içeriklerimize ve faydalı ücretsiz tekliflerimize erişebileceğiniz blogumuzu içinde barındırır.
İçerik yayınlamak, aslında sadece bir düğmeyi tıklamaktan ibarettir. Peki neden bu konuya bir bölüm ayırdık? Çünkü işler her zaman o kadar basit olmayabiliyor. Evet, içeriğinizi yükler yüklemez yayınlayabilirsiniz ancak, belli bir süre bekleyerek etkisini iyice artırmanız da mümkündür.
Eğer bu işlere yeni başlıyorsanız, yazınızı hemen yayınlamak muhtemelen hedef kitlenizi fazla etkilemez. Ancak, düzenli bir yayın programınız varsa (Her Çarşamba bir yazı yayınlamak gibi) hedef kitleniz yazınızı çarşambaları görmek ister.
Unutulmaması gereken bir diğer şey de genel eğilimlere ve zaman bakımından hassas etkinliklere uygun olarak yayın yapmaktır. Örneğin; bayramlar, özel günler ve güncel olaylar hakkında içerik üretiyorsanız bunları belli zamanlarda yayınlamanız gerekir.
Bir içerik yönetim sistemi, ileri tarihli ve saatli yazılar kaydetmenizi sağlar. Böylece bir kaç tıkla yazının yayınlanacağı zamanı belirledikten sonrasını unutabilirsiniz.
Bir içerik yönetim sistemi, içeriğinizi yönetmenize yardımcı olabilir ancak, o içeriği üretmeniz konusunda elinden bir şey gelmez. İşte içerik üretim araçları burada devreye girer. Bunlar, özellikle benim gibi zamanınız kısıtlıysa ya da bu iş için birini işe alacak imkânınız yoksa çok fayda sağlar. GIF’ten infografiklere, bu içerik üretim araçları, ürettiğiniz içerik ne olursa olsun profesyonel görünmenize yardımcı olur.
Canva: herhangi bir platform için (Sosyal reklamlardan Facebook kapak fotoğraflarına ya da infografiklere kadar.) güzel tasarımlar hazırlamanızı sağlar. Yazılım; estetik açıdan göze hitap eden ve renklerini, görsellerini, metinlerini ücretsiz olarak değiştirebileceğiniz şablonlar sunar.
Giphy: GIF, tamamen normal bir iletişim biçimi olarak emojilerin yerine geçti ve bu nedenle de içerik sunmanın kabul edilebilir bir yolu haline geldi. Giphy, bir GIF veritabanındaki önceden oluşturulmuş milyonlarca GIF’in içinden seçim yapmanızı, hatta kendi GIF’lerinizi yaratmanızı sağlar.
Vidyard: Pazarlamacılar için tasarlanmış bir video barındırma platformudur. Yazılım, videolarınızın üzerine başka görüntüler, metinler ya da eylem çağrıları bindirerek videolarınızı kişiselleştirmenize, A/B testi ve transkripsiyon yapmanıza olanak tanır. Ayrıca SEO özellikleri de vardır.
SurveyMonkey: Önde gelen anket platformlarından biridir. Böyle bir şeye neden ihtiyaç duyasınız? Çünkü iyi bir pazarlamacı, etkin bir pazarlama kampanyası için müşteri geri bildiriminin hayati olduğunu bilir.
MakeMyPersona: HubSpot’un bir alıcı profili oluşturma sürecinde size eşlik etmek üzere tasarladığı hoş bir araçtır. Onunla tüm içerik üretim süreciniz boyunca başvurabileceğiniz bir belge oluşturabilirsiniz.
Anchor: Yeni başlayanlar için bir podcast aracıdır. Ücretsizdir. Sınırsız sayıda bölüm kaydetmenizi ve saklamanızı sağlar ve üçüncü tarafların platformlarına kolayca yükleme yapabilirsiniz.
Bu liste, piyasadaki tüm içerik üretim araçlarını kapsamaktan çok uzak. Buradaki çok daha iyi!
İçerikler aklınıza gelebilecek her yerde fakat, ne kadar başarılı olacakları sizin onları yayınlandıkları mecraya uyarlama becerinize bakıyor. Farklı mecralarda veya bu mecraların içindeki platformlarda yayın yapmak söz konusu olduğunda herkes için geçerli bir reçete yok.
Sosyal medya içeriği blog içeriğinden, blog içeriği ise web sitesi içeriğinden farklıdır. Dolayısıyla, ürettiklerinizi hedef kitlenizin bulunduğu yerlere nasıl uyarlayacağınızı bilmeniz gerekir.
Farklı platformlarda içerik paylaşmak için size rehberlik edecek bazı kurallara bir bakalım.
Sosyal medya için içerik üretmek ayrı bir beceri istiyor. Gelin görün ki, dünya çapında sosyal medya platformlarının 2.6 milyar kullanıcısı olduğu için bu alanda harcadığınız zamana kesinlikle değiyor. Ayrıca, sosyal medyada sizi takip eden biri, zaten bir satış fırsatı anlamına geliyor halihazırda sizi beğeniyor, söyleyeceklerinizi merak ediyor. Yani içeriğinizle etkileşime girmeye hazır, hevesli bir kitleniz oluyor.
Facebook, Facebook Groups aracılığıyla mikro topluluklar oluşturmak veya Facebook Pages’de büyük bir kitleye paylaşım yapmak için kullanılabilir. İçerik paylaşımı söz konusu olduğunda sorular ve videolar en çok ilgi çeken yöntemlerdir.
Instagram, yüksek kaliteli resimlerle kısa videoları az bir metinle paylaşmak için çok elverişli bir kanal. Etiketler (hashtag) sizin hesabınızla veya işinizle ilgili olduğu sürece bu platformda bir hayli işe yarıyor. Instagram Stories, takipçilerinizle etkileşime girmek için yeni bir yol sunuyor. Hızlı anketlerden veya sorulardan yararlanabileceğiniz gibi, gerçek zamanlı video da paylaşabiliyorsunuz.
YouTube’un 1.3 milyar kullanıcısı var ve bu sayı giderek artıyor. Kullanıcılar, kendin yap videolarından, parodilere kadar çok çeşitli malzemeyi izlemek için bu platformu kullanıyor. Bu platformdaki en başarılı içeriklerden bazıları, nasıl yapılır rehberleri, vloglar, ürün değerlendirmeleri ve eğitsel videolar.
Twitter, kısa mesajları, bunları destekleyen görselleri, ilgili etiketleri ve retweet’leri içerir. Elbette vereceğiniz yanıtlar, hedef kitlenizin gözünde puan toplamanız için bire birdir.
Web sitesi içeriği üç şeye odaklanmalıdır: Alıcı profiliniz, hedef anahtar sözcükleriniz ve çözümünüz. Tıpkı blog içeriğinde olduğu gibi, web sitenizdeki metinler de ziyaretçilerinizi tutarlı ve doğal bir biçimde sizin çözümünüze doğru yönlendirmelidir. Web içeriğinizi, ürününüzün yolunu gösteren bir harita olarak düşünün.
Ziyaretçilerinizin sosyal medya akışı veya diğer dikkat dağıtıcı öğeler yüzünden dönüp gitmemesine dikkat edin. Bir müşteri adayının ilgisini çektiğinizde, onu orada tutmak için elinizden gelen her şeyi yapmalısınız. Web sitenizin içeriğinin temel işlevi de budur.
Blog içeriğinin amacı, yabancıların ilgisini çekip nitelikli satış fırsatları getirerek işinizi desteklemektir. Blog içeriği, doğrudan satışla bağlantılı olmayan, ücretsiz bir kaynaktır. İyi tasarlanmış bir bloğun, işletmenize gelir getirme potansiyelini hafife almayın. Araştırmalar, daha çok blog yazısı yayınlayan şirketlerin daha fazla satış fırsatı ürettiğini gösteriyor.
İçerik üretimi konusunda son ve muhtemelen en önemli adım, içeriğinizi analiz etmek. Elinizde veri olmadan yaptığınız şeylerden hangilerinin işe yaradığını ve bunları nasıl geliştireceğinizi bilemezsiniz.
İçeriğinizi analiz ederken izleyebileceğiniz birkaç veri göstergesi var. O nedenle parametrelerinizi belirlerken hedeflerinizi kendinize rehber edinin. İçeriğiniz vasıtasıyla başarmak istediğiniz şey, ölçütlerinizi seçmenize yardımcı olacak. (Sözünü ettiğimiz o ilk hedefi hatırlıyor musunuz?)
İçeriğinizi analiz etmeye ilişkin daha fazla ipucuna ihtiyacınız varsa, şu ücretsiz kursa bir göz atın: HubSpot Academy.
İçerik üretimi, hedef kitleniz üzerinde inanılmaz bir etkiye sahip olan, bol tekrarlı bir süreçtir. İçerik üretimi sürecini kavradığınız zaman, hedef kitlenizin hoşuna gitmekle kalmayıp işinizi de büyütmeye yardımcı olan yaratıcı çalışmalar üretebilirsiniz.